III. MALULİYET BİLİRKİŞİLİĞİ KONGRESİ
7-9 Aralık 2023 / CERMODERN, ANKARA
III. MALULİYET BİLİRKİŞİLİĞİ KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
Maluliyet vaka değerlendirme süreçlerinde ve uygulamada yaşanan sorunları bilimsel platformda tartışabilmek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ev sahipliğinde alanın profesyonelleri ile birlikte 7-9 Aralık 2023 tarihlerinde Ankara Cer Modern Sanatlar Merkezinde III. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi gerçekleştirilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi üyeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri başkan ve üyeleri, Ticaret Mahkemeleri hakimleri, Sigorta Tahkim Komisyonu hakemleri, Sosyal Güvenlik Kurumu hekimleri, adli tıp uzmanları, sigorta şirketi temsilcileri, sigorta ve tazminat alanındaki profesyoneller, avukatlar ve aktüerlerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz kongremizde ülkemizde bedensel zararların tespiti ve tazmini ile ilgili sorunlar üzerinde tartışılmış ve çözüm önerileri geliştirilmiş, sorunların ayrı ayrı ele alındığı paneller sonrasında görüş birliğine varılan hususlar aşağıda paylaşılmıştır.
Üzerinde en çok uzlaşılan konu, bir kişinin trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucunda vücudunda oluşacak fiziksel ve ruhsal zararın tespiti aşamasında değerlendirmenin tüm basamaklarında standardizasyon sağlanması gerekliliği olmuştur.
Daha önceki kongrelerimizde olduğu gibi travmatik olaylarda bedensel zararın tespitine yönelik tek bir cetvel kullanılmasının gerekli olduğu ve bu cetvelin de adli tıp uzmanları tarafından oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır.
Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ÇÖZGER ekinde bulunan cetvellerin bir travma vakasında kullanılmasının teknik olarak uygun olmadığının adli tıp raporlarında belirtilmiş olmasının sonucunda bu hususun tüm derece mahkemeleri tarafından benimsenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Adli tıp uzmanlarının bedensel zarar değerlendirmelerinde bilirkişilik uygulamalarının yanı sıra bedensel zararın tespitinin usulü ve tekniği açısından da sisteme yön veren rolleri yüksek yargı mensupları başta olmak üzere katılımcılar tarafından önemle vurgulanmıştır.
Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’in 18. maddesi gereği Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kalktığı için (ÇÖZGER’e uygun rapor istenilmesi durumu da dahil olmak üzere) -mahkemenin yönetmelik veya cetvelin adını belirtmediği durumlarda- Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik cetvellerinin kullanılmasının uygun olmadığı belirtilmiştir.
“Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ve ekinde yer alan cetvellerin, bedensel zararın tespitinde yaş ve mesleği de dikkate alan tek uygulama yöntemi olması nedeniyle nitelik olarak daha uygun bir cetvel olduğu tüm kongre katılımcıları tarafından ortak bir görüş olarak bildirilmiştir.
Trafik kazası, darp, iş kazası ve diğer bütün yaralanmalarda istenilen raporların, bilirkişilik alanında eğitimli, illiyet bağını değerlendirme konusunda deneyimli, eğitim ve meslek alanı travma olan adli tıp uzmanlarından alınmasının gerekliliği tekrar tekrar vurgulanmıştır.
Engelli Sağlık Kurulları tarafından düzenlenen raporların yaralanma/olay ile illiyet bağı olmayan kronik hastalıklara ve diğer patolojilere dair oranları da içermekte olması, ayrıca travma konusunda deneyimli olmayan hekimler tarafından hazırlanıyor olması nedeniyle trafik kazasına bağlı bedensel zararların tespitinde yetersiz olacağı görüşü öne çıkmıştır.
Bedensel zararın tespitinde standart olmayan yaklaşımların ortadan kaldırılması ve uygulamaların ortaklaştırılması gerekliliği üzerinden Adli Tıp Uzmanları Derneği koordinatörlüğünde Maluliyet Bilirkişiliği Çalışma Grubu tarafından yürütülen standardizasyon çalışmalarının -vaka değerlendirme ve raporlama süreçlerine dair tüm basamakları içerecek şekilde- devam etmesi gerekliliği vurgulanmıştır.
Uygulamada skar, epilepsi riski, yürüyüş bozuklukları gibi tartışmalı alanlar konunun uzmanları eşliğinde multidisipliner panellerde tartışılmış olup bu başlıklar için de ortak uygulama geliştirilmesi ve standart yaklaşım kriterlerinin belirlenmesi kararı alınmıştır.
Estetik zarar için; yüz bölgesinde yer alan ve kişiyi psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarda etkileyen cilt lezyonlarının (skar, deformite, şekil bozukluğu vb.) maluliyet açısından göz ardı edilmesinin kabul edilemeyeceği dile getirilmiştir.
Yüz bölgesinde meydana gelen skar, simetri bozuklukları, kemik veya yumuşak dokularda meydana gelen kayıp ve deformitelerle ilgili Engellilik cetvelinde "Deri" bölümünden oran verilmesinin uygun olmadığı; bunun yerine “Yüz” bölümünde “Yüzde ileri derecede şekil bozukluğu” başlığı altında yer alan ve direk travma ile ilgili olan "Doğumsal anomali, travma, kanser ve/veya kanser ameliyatına bağlı olarak normal yüz anatomisinin aşırı bozukluğu" maddesinden oranlama yapılarak maluliyetin belirlenmesi görüşü benimsenmiştir.
Kafatası kırığı veya kafa içi travmatik değişim olan her vakada epilepsi riski olacağından hareketle “uygun ve yeterli tedavi altında nöbeti olmayan ancak nöbet geçirme riski olanlar” maddesinden rutin oran verilmesinin uygun bir yaklaşım olmadığı ancak klinik değerlendirmeler sonucunda epilepsi riskinin kanıta dayalı olarak ortaya konulduğu nadir vakaların da göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yürüyüş bozukluğu ile ilgili çalışmalar sunulmuş ve bu konuda objektif testlerin varlığı ve daha çok araştırma yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
Hakimler, raporlarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)’na sık rastlandıklarını ve kurumlar arasında oran farklılıklarının dikkatlerini çektiğini paylaşmışlardır. TSSB vakalarında tedavi ile ilgili süreçlerin ve tedavi kayıtlarının dikkatle incelenmesi gerektiği, uygun ve yeterli süre tedavi sonrasında kişinin işlevselliği de değerlendirilerek gerekçeli rapor yazılması gerektiği kanaati ortaya çıkmıştır.
Aktüerya alanındaki sorunların tartışıldığı panellerde;
Yargıtay içtihatları gereğince maluliyet raporlarının farklı yönetmelikler kapsamında düzenlendiği, bu kapsamda özellikle STK nezdinde Hakem kararlarının uygulamada farklılıklar gösterdiği ve bu durumun yargılama sürecinde etkin olmayan sonuçlar doğurduğu belirtilmiştir.
Progresif rant (basit) hesap usulünün bilimsel dayanağı bulunmadığı, hesaplama yönteminin aktüeryal gerçeklere dayanması gerektiği ve günümüz finansal gerçeklerini barındıran hesap usullerine ihtiyaç duyulduğu vurgulanmıştır.
Özellikle Sigorta Tahkim Komisyonunun bilirkişilik sistemindeki aynı anda üçlü atamaların aktüerya açısından yarattığı sorunlar üzerinde durulmuş, her ne kadar zamanı etkin kullanmak açısından verimli olduğu düşünülse de sürecin etkinliği bakımından çeşitli sorunlara yol açabildiği ifade edilmiştir. Öncelikle sorumluluk yönünden kusur tespiti, kusurun varlığı durumunda maluliyet değerlendirilmesinin talep edilmesi ve maluliyetin varlığı halinde de dosyanın aktüerya bilirkişisine gönderilmesinin işleyiş ve karar mekanizması açısından daha verimli olabileceği vurgulanmıştır.
Yargıda bilirkişilik görevlendirme süreçlerinde rastgele atama sisteminin acil bir şekilde uygulanması gerektiği, ayrıca bilirkişilik müessesesinin daha kaliteli bir forma kavuşması için sicile kayıt aşamalarında eğitim, sınav vb süreçlerin etkin şekilde düzenlenmesi ve titizlikle yönetilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Paylaşılan hususlara ek olarak adli tıp alanında maluliyet değerlendirmelerinde tartışmalı kavramlar, alanın uzmanları tarafından değerlendirilerek, bunlarla ilgili uygulama birliğini sağlayacak yöntemlere ve standartlara dair çalışmalar yapılması kararı alınmıştır. Standardizasyon ile ilgili çalışma sonuçları süreç içerisinde alandaki profesyonellerle paylaşılacaktır.
Dördüncü Maluliyet Bilirkişiliği Kongresinde görüşmek dileğiyle.
III. Maluliyet Bilirkişiliği Kongre Delegasyonu
TEŞEKKÜR
Maluliyet değerlendirmesi alanında çalışan değerli profesyoneller,
7-9 Aralık 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz III. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi hakkında kısa bilgiler vermek istiyoruz.
26 değerli konuşmacı ile gerçekleştirildiğimiz, dört konferans ve beş panelden oluşan kongre programımızda, 15 sözel sunum, 25 poster bildiri ve üç kurs yapıldı.
Kongre katılımcı sayısı 270 idi, bu sayıyı ağırlıklı olarak Hukukçular (serbest avukat, sigorta hakemi, Yargıtay-Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkeme Hakimleri), Adli Tıp Uzmanları ve Sigorta alanında çalışan profesyonel kişiler oluşturdu.
Her biri alanında oldukça donanımlı ve uygulamanın içinde olan konuşmacıların sunumları ile gündemde olan konular ve sorunlar konuşulup tartışıldı. İlgi çeken konu ve konuşmacılarla kongre boyunca toplantılara ilginin azalmadığını gözlemlemek, herkesin yoğun katkı sunmaya ve öğrenmeye istekli olması bu tür tematik toplantıların gerekliliğini bizlere düşündürdü.
III. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp AD tarafından organize edildi ancak perde arkasında bize çok büyük destek veren profesyonellerin desteği bizleri motive etti ve multidisipliner bir kongre hazırlamanın zorluklarını azalttı.
Maluliyet alanındaki sorunlara hep birlikte çözüm üretmek amacıyla gerçekleştiğimiz kongremizin sonuçlarını ayrıca Kongre Sonuç Bildirgemizle sizlerle paylaşacağız.
Kongremizde bizlerle birlikte olan katkılarını ve emeklerini sunan bu alana gönül veren tüm katılımcılara, konuşmacılarımıza ve kongremizin düzenleme ve bilimsel kurullarında yer alan hocalarımıza ve asistanlarımıza çok teşekkür ederiz.
IV. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresinde buluşmak üzere…
Saygılarımızla,
Prof. Dr. Ali Rıza TÜMER & Prof. Dr. Aysun Balseven ODABAŞI
III. Maluliyet Bilirkişiliği Kongresi Başkanları